Türkiye, girişimleri desteklemek için çeşitli teşvik ve yatırım programları uygulamış ve vergi avantajları sağlamıştır; ancak teknoloji girişimlerinin çoğu Amerika Birleşik Devletleri'nde şirketleşmeyi hedeflemektedir. Bu eğilimin ardındaki motivasyonlar çok çeşitli olmakla birlikte, bu amaca hizmet eden yaygın mekanizmalardan biri, girişimcilerin işletmelerini başka ülkelere, özellikle de ABD'ye taşımalarına olanak tanıyan “flip up” sürecidir. Bu blogda, girişimciler için “flip up”ın gerçekte ne anlama geldiğine, bu sürecin arkasındaki ana ilkelere ve “flip up”ın hangi amaçlara hizmet ettiğine odaklanacağız.

- Tanım
Genel anlamda “flip up”, bir ülkede (örneğin Türkiye) kurulu bir şirketin (“HomeCo”) hisselerinin başka bir ülkede (örneğin Amerika Birleşik Devletleri) kurulacak veya devralınacak bir şirkete (“TopCo”), HomeCo'nun hissedarlarının aynı ortaklık yapısıyla TopCo'ya iştirak etmeleri karşılığında devredilmesine ilişkin tüm işlemleri ifade etmektedir. Örneğin, bir Türk şirketinin hissedarlarının aynı ortaklık yapısını koruyarak bir Amerikan şirketinin hissedarı olması ve Türk şirketinin tüm hisselerini Amerikan şirketine devretmesine ilişkin tüm işlemler “flip up” olarak kabul edilir. Böyle bir durumda, Türk şirketi Amerikan şirketinin yüzde yüz iştiraki haline gelirken, Amerikan şirketi ana şirket olacaktır. Ayrıca şirketlerin, ihtiyaçlarına bağlı olarak zaman zaman “reverse flip up" işlemini de gerçekleştirebileceklerini belirtmekte fayda vardır. Ayrıca şirketlerin, ihtiyaçlarına bağlı olarak zaman zaman “reverse flip up" işlemini de gerçekleştirebileceklerini belirtmekte fayda vardır.

- Flip Up'ın Arkasındaki Mantık
Uygulamada “flip-up” işleminin gerçekleştirilmesinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır; bunların en yaygın olanları ise uluslararası yatırımcıları ve hızlandırma programlarını çekmek, müşterilerin veya hedef kitlenin bulunduğu Amerikan ya da uluslararası pazarlara girebilmek, yatırımcı vizesi almak veya uluslararası borsalarda halka açılma şansı elde etmektir. Ancak bu nedenler bunlarla sınırlı değildir.
Hiç kuşkusuz, bu işlemin arkasındaki temel motivasyon, uluslararası melek yatırımcılardan ve girişim sermayesi fonlarından yatırım alabilmektir. Zira yatırımcılar, genellikle yasal düzenlemelerine ve olası bir uyuşmazlık halinde yargı mercilerinin yaklaşımına aşina oldukları ülkelerde kurulmuş girişimleri; mevzuatı ve ticari teamülleri kendileri açısından öngörülemeyen başka ülkelerde kurulu girişimlere tercih etmektedirler.
Bu noktada, Türk şirketleri ve çalışanları açısından “flip-up” işlemlerini daha cazip hale getiren gelir vergisi istisnasına değinmek büyük önem taşımaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca; iş merkezi ve kanuni merkezi Türkiye dışında bulunan ve dar mükellef statüsünde olan işverenler tarafından, Türkiye dışında elde edilen kazançlar üzerinden ve döviz cinsinden ödenen ücretler, gelir vergisinden istisna tutulmaktadır. Bu istisnadan herhangi bir yaptırım riski doğmadan yararlanabilmek için, şirketlerin vergi danışmanlığı hizmeti almaları ve ilgili istisnanın somut durumda uygulanabilir olup olmadığını değerlendirmeleri şüphesiz ki teşvik edilmektedir.
- Nereye Flip Up Gerçekleştirilmeli
Yukarıda belirtilen nedenler neticesinde, “flip-up” süreci kapsamında yurt dışında kurulacak şirketler genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin Delaware Eyaleti’nde konumlandırılmaktadır. Nitekim, birçok girişim sermayesi fonu ve teknoloji şirketinin merkezinin Delaware’de bulunması, eyaletin kapsamlı ve saygın bir şirketler hukukuna sahip olması, yerleşik içtihatlar sunması, hissedar haklarını korumaya yönelik birçok düzenleme içermesi, uyuşmazlıkların mahkemelerce nispeten kısa sürede çözümlenmesi ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen yatırımcılara tam gizlilik sunması gibi nedenlerle, Delaware hem girişimciler hem de yatırımcılar açısından öngörülebilirlik ve hukuki güvenlik sağlamaktadır. Ayrıca, halka arz sürecine daha az masraf ve bürokrasiyle girmek isteyen girişimciler açısından dünyanın en büyük borsalarının (örneğin NASDAQ) Amerika’da bulunması da cazip bir unsur olmaktadır. Son olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nde şirket kurmak için çalışma izni, vatandaşlık ya da vize şartı aranmaması da girişimler açısından önemli bir avantajdır. (1)
Yatırım almak ya da halka açılmak için ABD “yi seçen şirketler, Türkiye'deki anonim şirketlere benzer birçok unsuru barındıran C-Corporation (C-Corp) yapısını tercih ediyor. Böylece çalışanlarına hisse opsiyon planları ile şirkete katkı sağlama imkanı sunabiliyorlar. Her durumda, yurtdışında hedeflenecek ülkenin ve kurulacak şirket türünün, her girişimin ve projenin özelliklerine göre, hukuki ve vergisel açıdan değerlendirilmesi önemlidir. Nadiren de olsa, şartlar gerektiriyorsa Singapur, Portekiz, Hong Kong, Birleşik Krallık veya Estonya gibi diğer destinasyonlarda şirketleşmek avantajlı olabilir. (2)
- Flip Up Nasıl Gerçekleştirilir
Özetlemek gerekirse, “flip up” süreci genel olarak karmaşık yasal ve vergisel dinamikleri olan üç adımdan oluşmaktadır:
- Öncelikle yurt dışında kurulacak şirket ile bu şirketin ortaklık yapısında pay oranı korunacak ve yansıtılacak hissedarlar arasında bir hisse değişim sözleşmesi yapılması ve yurt dışında şirketleşmeye yönelik tüm ön çalışmaların profesyoneller gözetiminde gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.
- İkinci olarak, ortaklık yapısının yurtdışına yansıtılacağı şirketin tüm kuruluş işlemleri tamamlanır.
- Son olarak, ilk şirketin ortaklık yapısının yurtdışında kurulan şirkete yansıtılması ve bu şirketin ilk şirketin tek hissedarı olması için gerekli tüm hisse devirleri ve kuruluş sonrası işlemler gerçekleştirilir.
Söz konusu işlemler tamamlandığında, mevcut hissedarların ilk şirket üzerindeki hakimiyeti dolaylı olarak korunacak ve ilk şirketin tüm hisseleri yurtdışında kurulu şirketin tek varlığı haline gelecektir.
Mevcut ortaklık yapısının aynen yeni kurulacak şirkete aktarılması, Türkiye'deki ortaklar arasında mevcut hissedarlık sözleşmesinin feshedilmesi ve yurt dışında kurulacak şirket için bu şirketin tabi olduğu hukuk (genellikle Delaware) dikkate alınarak yeni bir hissedarlık sözleşmesi hazırlanması, mevcut durumda ortaklara tanınan bazı imtiyazların yeni kurulacak şirkete aktarılmak istenmemesi veya ilgili mevzuat uyarınca aktarılmasının mümkün olmaması halinde ortaklar arasında ayrıca sözleşme yapılması ve çalışanlar lehine kabul edilmiş mevcut hisse opsiyon planlarının mümkün olduğunca yeni şirkete yansıtılması önem arz etmektedir.
Uygulamada girişimler, yurt dışında kurulan şirketi pasif durumda tutmayı ve tüm faaliyetleri (özellikle Ar-Ge çalışmalarını) ilk şirket üzerinden yürütmeyi tercih edebilmektedir. Ancak, yatırımcıların beklentilerini karşılamak ve operasyonel kolaylık sağlamak amacıyla, yeni kurulan şirketin ilk şirketin fikrî mülkiyet haklarını ve teknik bilgilerini (know-how) devralarak ya da lisanslayarak aktif şekilde faaliyet göstermesi de mümkündür. Bu süreçte, gerekli sözleşmelerin hazırlanması ve tescil işlemlerinin yürütülmesinde uzmanlardan destek alınması büyük önem taşımaktadır.
- Flip Up'ın Zaman Çizelgesi
“Flip up” sürecinin tamamlanması, Türk şirketinin ortaklık yapısının karmaşıklığı, işlem hacmi, varlıklarının niteliği ve değeri gibi birçok faktöre bağlı olarak uzun bir süreye yayılabilmektedir. Örneğin, çok sayıda hissedarı, varlığı ve bilançosunda hisse senedine dönüştürülebilir tahviller gibi karmaşık işlemleri olan şirketlerin ortaklık yapısının devredilmesi zorlaşmakta, süreç uzamakta ve maliyetler artmaktadır. (3) Bu bakımdan “flip up” sürecinin startup yolculuğunun en başında tamamlanması, ortaklık yapısının basitliği ve şirkette varlık bulunmaması nedeniyle sürecin çok daha hızlı ve az masrafla tamamlanmasını sağlıyor. Ayrıca yatırımcıların“flip up” belgelerini inceleme talebi de süreci uzatabilecek unsurlar arasında yer alıyor.
Sonuç
Bir startup'ın "flip up" yapması gerekip gerekmediği belirlenirken, yatırım sürecine dahil olma veya faaliyetlerin niteliği gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurulmalıdır, zira gereksiz bir "flip up" süreci yürütmek hem girişimcinin zamanını almakta hem de kuruluş, devir ve danışman maliyetleri açısından şirket üzerinde mali bir yük oluşturmaktadır."Flip up" süreci ve sonrasında fikri mülkiyet haklarının devri karmaşık yasal ve vergisel prosedürler gerektirebilir. Ayrıca "flipup" işlemlerine başlamadan önce Türk şirketinin taraf olduğu sözleşmelerin gözden geçirilmesi ve"flip up" nedeniyle yapılacak bildirim ve onay süreçlerinin yürütülmesi önem arz etmektedir. Aksi takdirde sözleşmenin diğer tarafı sözleşmeyi feshetme, tazminat talep etme, hatta açıkça öngörülmüşse ceza alma hakkına sahip olabilir. Bu nedenle bu süreçlerin şirketin yurtdışında kurulacağı ülkenin yerel mevzuat ve düzenlemelerine hakim hukuk ve vergi danışmanları tarafından yürütülmesi önemle tavsiye edilir.
- https://www.jdsupra.com/legalnews/flipping-your-business-into-the-united-4658631/ (Son Erişim Tarihi: 28/02/2022); https://startuphukuku.com/amerika-ruyasi-startupinizi-abdye-tasimak-flip-up/ (Son Erişim Tarihi: 28/02/2022).
- https://www.alliedlegal.com.au/blog/moving-overseas-the-a-b-cs-of-flip-ups/ (Son Erişim Tarihi: 28/02/2022).
- https://blackbird.vc/blog/flip-ups-not-as-scary-as-you-think (Son Erişim Tarihi: 28/02/2022).