Jump to

Howey Testi

Howey Testi, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir işlemin “yatırım sözleşmesi” (investment contract) sayılıp sayılmadığını ve bu nedenle federal menkul kıymet mevzuatına tabi olup olmayacağını belirlemek için kullanılan hukukî bir ölçüttür.

Howey Testi Nedir?

Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi önüne gelen Securities and Exchange Commission v. W. J. Howey Co., 328 U.S. 293 (1946) davasından geliştirilmiş olan Howey Testi, 1933 Tarihli Menkul Kıymetler Kanununun (Securities Act of 1933, 15 U.S.C. § 77b) anlamı dâhilinde bir işlemin yatırım sözleşmesi içerip içermediğini, diğer bir ifadeyle “bir kişinin parasını ortak bir teşebbüse yatırdığı ve kâr beklentisinin yalnızca teşebbüsü organize edenin veya üçüncü bir kişinin çabalarına dayandığı bir sözleşme, işlem veya düzenleme” niteliğinde olup olmadığını değerlendirmek için uygulanır.

Howey Testi Neden Önemli:

Bir işlemin Howey Testi’ni geçip geçmeyeceğinin anlaşılması ve doğrulanması, işlem yapılmadan önce SEC nezdinde tescil başvurusunda bulunma yükümlülüğü de dâhil olmak üzere, ABD federal menkul kıymetler mevzuatına uyumun sağlanması açısından işletmeler ve yatırımcılar için hayati önem taşır. Test, özellikle kripto para alanındaki ilk coin arzları (Initial Coin Offerings – ICO’lar) gibi yeni yatırım türlerine uygulanacak hukukî ve düzenleyici çerçevenin belirlenmesi bakımından, fon toplama faaliyetlerini doğrudan etkiler.

Howey Testi’nin Kilit Özellikleri:

Para Yatırımı: Para veya başka varlıkların (assets) yatırılmış olması gerekir.

Ortak Teşebbüs: Yatırımın, her bir yatırımcının akıbetinin diğer yatırımcıların akıbetiyle bağlantılı olduğu ortak bir teşebbüse yönelmiş olması gerekir.

Kâr Beklentisi: Yatırımcıların, yaptıkları yatırımdan kâr elde etmeyi beklemesi gerekir.

Başkalarının Çabaları (Efforts of Others): Elde edilmesi beklenen kârın, esas itibarıyla yatırımcının kendisi dışındaki kişilerin çabalarından kaynaklanması gerekir.

Zorluklar ve Gözetilmesi Gerekenler:

Howey Testi’nin uygulanması, özellikle blokzinciri ve merkeziyetsiz finans (DeFi) gibi yeni iş modelleri ve teknolojiler söz konusu olduğunda oldukça karmaşık olabilir. “Yatırım sözleşmesi”nin neyi ifade ettiğine ilişkin yorum zaman içinde değişebilmekte; bu da hukukî belirsizliklere yol açmakta ve dikkatli bir hukukî danışmanlık alınmasını zorunlu kılmaktadır.

İşletmeler İçin Stratejik Kullanımı:

Dijital token’lar veya katılımcı kitle fonlaması gibi yeni yöntemlerle fon toplamayı planlayan işletmeler, sundukları ürün ve hizmetlerin Howey Testi’nde ortaya konan kriterleri karşılayıp karşılamadığını dikkatle analiz etmelidir. Federal menkul kıymetler mevzuatına uyulmaması, ciddi hukukî yaptırımlara ve işletmenin faaliyetleri üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Howey Testi’nin Geleceği:

Finansal teknolojiler ve yatırım modelleri geliştikçe, Howey Testi’nin uygulanması da düzenleyici otoritelerin incelemelerine ve hukukî tartışmalara konu olmaya devam edecektir. Testin esnek yapısı, çok geniş bir yatırım senaryosu yelpazesine uygulanabilmesini sağlamakta; ancak bu durum, SEC gibi düzenleyici kurumlar tarafından sürekli yorum ve rehberlik sunulmasını da gerektirmektedir. Ayrıca, kanun ve düzenlemelerde yapılacak değişiklikler, menkul kıymetler mevzuatına uyum bakımından Howey Testi’nin yerine, daha esnek veya daha kısıtlayıcı standartların getirilmesiyle sonuçlanabilir.

Sonuç:

Howey Testi, ABD menkul kıymetler hukukunun uygulanabilirliği bakımından temel bir mesele olmaya devam etmektedir. Girişimciler, yatırımcılar ve hukukçular açısından, mevzuata uyumu sağlamak ve düzenleyici yaptırımlardan kaçınmak için bu testin doğru şekilde anlaşılması ve uygulanması zorunludur. Piyasalar geliştikçe, bu kritik hukukî standarda ilişkin yorumlar da değişecek ve gelecekte yatırım düzenlemelerinin çerçevesini şekillendirmeye devam edecektir.